Yayınlarımız
Arsenik Türlendirme ( Arsenic speciation ) analizi ile ilgili makalemiz yayınlandı!
Yerkabuğunda doğal olarak var olması, su yataklarına sızma ve tüketilebilir tatlı sulara yayılabilme olasılığı nedeniyle arsenik, insan sağlığı için bir büyük endişe kaynağıdır. Arseniğin öldürücü etkisinin yanı sıra, kronik maruziyetten çeşitli sağlık bozuklukları ortaya çıkar. Bunlar arasında deri lezyonları, hipertansiyon, nörolojik hastalıklar, solunum yolu hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve mesane, böbrek ve akciğer kanserleri bulunur. Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), insan vücudunda kabul edilebilir maksimum arsenik limitini 10 μg/L olarak belirlemiştir. Bununla birlikte, Bangladeş ve Batı Bengal’deki bazı bölgeler, 3,4 mg/L’ye kadar ulaşan, WHO ve EPA sınırlarının üzerinde, oldukça yüksek arsenik konsantrasyonlarına sahiptir. İnsanlar ayrıca diğer gıdaların tüketilmesi ve kömürün yanmasından kaynaklanan havanın ve madenlerin tozunun solunması yoluyla da arseniğe maruz kalabilirler. Dünya Sağlık Örgütü ve Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından pirinçteki arsenik sınırına (toplam veya inorganik) ilişkin mevcut bir düzenleme olmamasına rağmen, tüketicilerin korunmasını sağlamak için 0,20 mg/kg olarak önerilen bir sınır belirlenmiştir. Bu konuda Çin ise, katı düzenlemelere sahip olup, pirinç örneklerindeki inorganik arsenik için ulusal sınır seviyesini 0.15 mg/kg olarak belirlemiştir.
Arsenik hem organik (monometilarsonik asit, dimetilarsonik asit, arsenobetain ve arsenokolin) hem de inorganik formlarda (arsenit ve arsenat) oluşur ve inorganik formları daha toksiktir. Sudaki yüksek çözünürlüğü, günlük su tüketimi ve vücuttan düşük atılım nedeniyle arsenit ve arsenat, özellikle insanlar için çok toksik hale gelmektedir. Bazı sucul türler, inorganik arseniği nispeten toksik olmayan organoarsenik formlara metabolize edebildikleri ve / veya kompleksleyebildikleri için sistemlerinde inorganik arsenik biriktirmezler. Korkutucu etkilerine rağmen arsenik, bazı pestisitlerin formülasyonunda ve kümes hayvanlarının yemlerinde parazitlerle savaşmak ve büyümeyi hızlandırmak için bir bileşen olarak kullanılmaktadır. Arseniğin bu toksisitesinin kimyasal formuna, oksidasyon durumuna ve konsantrasyonuna bağlı olduğu iyi bilinmektedir ve bu, toplam konsantrasyon belirlenmesi arseniğin gerçek toksik etkisini değerlendirmede yetersizdir. Bu nedenle, farklı element türlerini ayırabilen, tespit edebilen ve ölçebilen analitik yöntemler kullanmak gerekir.
Radix Analiz Laboratuvarı olarak katkıda bulunmanın kıvancını yaşıyoruz. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sezgin Bakırdere ile gerçekleştirmiş olduğumuz çalışmamıza ait, Food Chemistry dergisinde yer alan yayınımıza https://doi.org/10.1016/j.foodchem.2021.129706 doi numarasıyla veya https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0308814621007123 linkinden ulaşabilirsiniz